Bu yazıyı 2 dakika 29 saniyede okuyabilirsiniz.
Yüzlerce yıllık yolculuktan sonra mutfağımıza gelen baharatlar nasıl saklanmalı?
Mutfak dolabımda rengarenk, birbirinden lezzetli, nefis kokulu toz ve tohum baharat yan yana dizili. Ufak kavanozların içinde ne kadar da masum duruyorlar. Bundan beş yüz sene önce imparatorlukları yerinden oynatan, keşiflere, göçlere, egemenlik savaşlarına sebep olan gerçekten onlar mı?
Bugün evde köfte yaparken kullandığımız karabiberle bir zamanlar kira öderlermiş. Kurabiyenin içine rendelediğimiz muskat, altından değerliymiş. Lokantadan çıkarken ağzımıza attığımız o karanfil için İspanya ve Portekiz 16. yüzyıl’ın büyük bir kısmını kavga ederek geçirmiş!
Baharatın değeri bugün daha normalleşmiş olabilir ama asla baharatsız bir hayat düşünemeyiz. Baharat, herhangi bir yemeği “iyi”den “çok iyi” ye taşıyabiliyor. Gerekirse tatlılık, gerekirse acılık katabiliyor. Ayrıca, baharatın yemekte kullanılan diğer malzemelerin doğal lezzetini arttırma özelliği de var. Genelde tuz bunu yapar ama birçok baharat, örneğin kimyon, yan yana geldiği diğer malzemelerin içindeki potansiyeli, doğal lezzetini ortaya çıkarabiliyor. Baharat kullanmamızın bir başka sebebi de yemeğin rengini dönüştürmek. Zerdeçal, paprika, safran… Hepsi yemeğin rengini değiştirme özelliğine sahip.
Baharat, sadece lezzet değil, sağlık için de vazgeçilmez. Çinliler bu yüzden milattan önce ticaretini yapmaya başlamışlar. Baharatın anavatanı sayılan Hindistan’da doğru beslenmenin en önemli unsuru baharat. Her birinin farklı bir faydası var. Örneğin acı biber kalp sağlığı ve bağışıklık sistemine birebir; tarçın kan şekerini dengeliyor; zerdeçal ise hafızayı kuvvetlendiriyor.
İyi organize edilmiş bir baharat dolabı yemek yaparken işimizi kolaylaştırır. Öncelikle daha sık kullanılan baharatlar dolabın ön taraflarında, kırk yılda bir kullanılanlar arkalarda saklanmalı. Kategori yaparak yerleştirmek de akıllıca. Birlikte kullanılan baharatlar bir arada durmalı. Örneğin, karanfil, muskat, tarçın gibi tatlı baharatlar bir grup; acılar, biberler, tuzlar bir grup; egzotik baharatlar bir grup olabilir. Üst üste durabilen kavanozlar yer kaybını önler. Mutlaka kavanozların üzerlerine baharatların isimlerini yazmak, orijinal paketlerinden çıkarıyorsak son kullanma tarihini not etmekte de yarar var.
Genelde baharat uzun süre dayanabiliyor. Aylarca, bazıları yıllarca lezzet ve aromasını kaybetmeden durabiliyor. Yine de bu değerli toz ve tohumları doğru saklayıp ömürlerini uzatmak için yapabileceklerimiz var.
– Hava almalarını önlemek için kavanozları çok sıkı kapatmak gerek. Bazen yemek yaparken acele ile alınan bir kavanozu tam kapatmayı ihmal edebiliriz. Sonra dönüp kontrol etmezsek baharat lezzetini kısa sürede kaybedebilir.
– Baharatları kapalı bir ortamda, karanlıkta saklayın. Açık bir rafta, pencere önünde ya da ocağın kenarında tatlı durabilirler ama gün ışığı baharatların aroma kaybına sebep olur. Ya çekmecede ya da kapalı dolapta tutmakta yarar var. İllaki rengarenk kavanozlar yan yana açıkta dursunlar, güzel görünsünler istiyorsanız, baharat alırken küçük miktarlarda alın ve kısa sürede kullanmaya bakın.
– Baharatları sıcaktan uzak tutun. Yemek yaparken baharat seçmek için en pratik olan ocağın hemen yanındaki dolaptan almak. Ancak ısı lezzet kaybına yol açtığı için bu çok da iyi bir fikir değil. Bulaşık makinasının yakınında da olmamalarında yarar var.
– Isı kadar nem de baharatın düşmanı. Bunun için kullandığınız kaşıkların tamamen kuru olmasına dikkat edin. Baharatı ocakta pişen yemeğin doğrudan üzerine ekmek de kavanozun nemlenmesine sebep olabilir. Onun yerine önce kaşığa döküp sonra yemeğe ekleyin.
– Tohum baharat toz baharattan daha uzun süre dayanıyor. Bu sebepten baharatları tohum şeklinde alıp, evde kullanmadan hemen önce öğütmek lezzeti arttırıyor.
– Minicik kurtlar, böcekler özellikle kırmızı renkli baharatları, biberleri pek severler. Bu baharatları buzdolabında da saklayabilirsiniz.