Bu yazıyı 2 dakika 35 saniyede okuyabilirsiniz.
Mantar ve mantar tozunun faydalarını gün geçtikçe daha iyi anlıyoruz.
Birçok uzmana göre 2018 yılının dikkatle izlenmesi gereken mutfak trendleri arasında mantar baş sırada. Oysa mantar yeni bir şey ya da yabancı olduğumuz bir malzeme değil. Sote edilir, et yanına iyi gider, kremalı çorbası yapılır, makarnaya şahane sos olur… O halde bu senenin önde gelen yiyecek trendlerinden biri olması ne anlama gelebilir?
Mantar yiyeceğin ötesinde, kendi başına son derece zengin bir dünya aslında. Şimdiye kadar 14 bin tür mantar tanımlanmış, ancak uzmanlar bunun çok daha fazlasının keşfedilmeyi beklediğini söylüyorlar. Mantarın mucizevi bir olay olduğunu biliyoruz. Bu dünya sever, orman aşığı, ekosistem dostu müthiş canlılar, girdikleri yeri temizliyorlar, toprağa can veriyorlar. En yeni haber, Pakistan’da büyük bir çöp yığınında, salgıladığı enzimlerle plastikleri doğada çözünür kılabilen bir mantar türü bulunmuş. İşi abartıp, “dünyayı mantarlar kurtaracak” diyenler bile var!
Bilindiği gibi mantar düşük kalorisi ve yüksek besin değerleriyle insan sağlığı için de son derece değerli. Bugün tıpta kullanılan birçok ilacın bazını mantarlar oluşturuyor. Mantar, protein ve bol mineral barındırıyor, yağ ve karbonhidrat hiç içermiyor. B ve D vitamini, karaciğer sağlığını tetikleyen, antienflamatuar özelliği olan selenyum ve yüksek tansiyonu engelleyen potasyum yüklü. Taze toplanıp güneş gören mantarların D vitamini oranının daha yüksek olduğu saptanmış. Penn State Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, mantarda ergothioneine ve glutathione adlı iki önemli antioksidan var. Bu antioksidanlar yaşlanmayı erteliyor, kanser, kalp hastalıkları ve Alzheimer’dan koruyor.
Mantar Tozu
Ancak bütün bu marifetlerine rağmen, bu sene mantarı yükselen trend kategorisine taşıyan olay mantar değil, mantar tozu…
Mantar tozu yapmanın iki yolu var.
Birincisi oldukça basit: kurutulmuş mantarları blender’dan geçiriyorsunuz. Bol aromalı, etli mantarlar bu işlem için ideal. Porcini ya da shitake mantarını blender’da iyice toz haline getirin. İsterseniz kaya tuzu, pul biber, taze çekilmiş karabiber ve kuru dağ kekiği ile karıştırın, isterseniz sade haliyle bir kavanoza doldurun. Elinizde artık her yemeğe serpmek isteyeceğiniz bir tutam umami bombası var.
Ama olay bununla da kalmayıp, çok daha ilginç yerlere gidiyor.
1993’de Çin’de yapılan atletizm yarışmalarında Çinli kadın atletler üst üste dünya rekorları kırıyorlar. Dünya şaşkınlık içinde kalıyor. Test edildiklerinde kanlarında doping’e rastlanmıyor. Peki sırları ne? Mantar tozu…
Antik Yunan’dan Doğu tıbbına binlerce yıldır kullanılmakta olan mantar tozu, artık Batı tıbbı için de bir sır olmaktan çıktı. Ancak bu toz, önce bahsettiğim yöntemle, yani mantarı kurutup ezerek elde edilen bir toz değil.
Sıra geldi ikinci yönteme. Önce mantarın özünü çıkartmanız, sonra bu özü santrifüjden geçirmeniz gerekiyor. Bu yöntemle tozu çıkarılan mantarların başında tırtıl mantarı (cordyceps), aslan yelesi (lion’s mane), reishi, chaga, hindi kuyruğu (turkey tail) adlı mantarlar geliyor.
Bu mantarların tozları, adaptojen olma özelliği taşıyor, yani vücudumuzun ihtiyacı her ne ise ona göre adapte oluyorlar ve şifa sağlıyorlar. Kısaca mantar özü tozları hücrelerle konuşuyorlar. Tümörlü, hastalıklı hücrelerin “kapanmasına” yol açıyorlar, yani de-aktive olmalarını sağlıyorlar. Bu özelliğiyle mantar özü tozu, kanser tedavisinde doğal şifa yöntemlerinin başında geliyor.
Mantar tozu tüketirken elbette uzmanlara danışmak gerekiyor. Ancak araştırmalar hemfikir: mantar özü tozunun bir sürü faydası var. Öncelikle enerji arttırıcı ve temizleyici. Akciğer, karaciğer ve böbrek detoksunda, spor sakatlıklarının tedavisinde kullanılıyor. Vücuda oksijen alınımını kolaylaştırıyor, zihin açıklığı veriyor, ayrıca afrodizyak özelliği de var.
Üstelik bütün bunları minicik dozla yapıyor. Günde ¼ çay kaşığı kadar mantar özü tozu, tüm yukarıda bahsi gecen faydalar için tavsiye edilen doz miktarı.
Evet, galiba dünyayı mantarlar kurtaracak.
Zeynep Ekşioğlu, Boğaziçi Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler okuduktan sonra uzun süre yabancı bir markanın Türkiye distribütörü olarak moda perakendeciliği yaptı. Daha sonra radikal bir karar ile aşçı olmaya karar verdi. MSA Profesyonel Aşçılık Okulu’ndan döneminin birincisi olarak mezun oldu. Beslenme ve şifa ile ilgili araştırıyor ve sağlıklı içecekler üretiyor.