Grundig Ruhun Doysun’la gıdaya hak ettiği değeri vermenin yollarını aramaya başından beri devam ediyoruz.
Bazen harekete geçmek için, gerçeklerle yüzleşmek gerekiyor. Zaman zaman rakamların, verilerin büyüklüğü karşısında birey olarak ne yapsak fark etmeyecekmiş gibi hissediyor olabiliriz. Ancak biliyoruz ki, aldığımız her kararla sadece kendimizi değil tüm ekosistemi etkiliyoruz. İnsanın, doğayı şekillendirdiği bir dönemi yaşıyoruz. Her birimizin atabileceği o kadar çok adım var ki…
BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre,
Dünyada 820 milyondan fazla insan açlık çekiyor.
Her yıl 1.300.000.000 ton gıda israf ediliyor.
Her yıl açlık çeken insanları dört misli doyurmaya yetecek kadar gıda çöpe gidiyor.
Üretilen gıdanın yaklaşık yüzde 14’ü satış noktasına dahi ulaşamadan kaybediliyor.
Siz bu cümleyi okurken bile, 200.000 kg gıda israf edildi.
Gıda israfı, dünyanın kaynaklarını da tüketiyor…
Kaybolan gıda, 1,5 milyar ton karbondioksit eşdeğeri sera gazına yol açıyor.
Yıllık olarak, tahıl ve bakliyatta yaşanan kayıplar nedeniyle 75 milyar metreküp; sebze ve meyvelerde yaşanan kayıp yüzünden 74 milyar metreküp su israf ediliyor.
Tüketilmeden atılan et ve hayvansal ürünlerin üretilmesi için her yıl 715 milyon hektar arazi kullanılıyor.
Küresel gıda sistemindeki toplam enerji tüketiminin yüzde 38’i kaybolan ya da israf edilen gıdanın üretilmesi için harcanıyor.
Gıda kayıplarının parasal değeri 400 milyar dolardan fazla.
Grundig Ruhun Doysun’la amacımız başından beri bir insanın değişmesinin bile, dünyayı değiştirebileceğine dair ilham vermek. Markaların duyarlılığının, çözümün bir parçası olmak için öneminin farkındayız. Grundig olarak, gıdaların ömrünü uzatan teknolojiler geliştiriyoruz. Daha fazla gıdayı çöpe atmamak için attığımız her adım önemli. Gıdaya saygı duyan teknolojileri incelemek için tıklayın: grundig.com.tr
Su, toprak, gıda üretiminin arkasındaki onca emek… Yediğimizin hikayesinin, nereden geldiğinin farkında mıyız? İyi üretici, iyi ürünü arıyor muyuz? Ruhun Doysun’da ilk sezonumuz Bir Yaşam Biçimi’nden beri, Anadolu’nun dört bir yanında üreticilerle buluşuyoruz. İyi üreticiye sahip çıkmak, toprağa, suya da sahip çıkmak demek çünkü. O binbir emekle üretilmiş gıdaya saygı duyarak, gıdayı israf etmemek için iyi saklıyor muyuz? Değerini biliyor muyuz? Gıdaya saygı duyarak, gıdayı israf etmemek için iyi saklıyor muyuz?
Bazen hepimiz “Bireysel olarak yaptıklarımız ne fark eder ki?” diyoruz ama, bir araya gelince, etkimiz çok daha büyük. O ekmek kırıntısına, o arkasında güneş, emek olan domatese, gıdaya topraktan, tohumdan, sofraya gelene kadar her aşamada saygı duyuyoruz. O halde israf etmemek için elimizden gelen her şeyi yapabilmeliyiz.
Daha bilinçli tükettiğimiz, geri dönüştürdüğümüz, gıdaya bir şans daha verdiğimiz bir hayatın peşinde, Ruhun Doysun Hareketi ile bir adım atmaya sizi de davet ediyoruz.
Peki ne yapabiliriz?
- Malzemeyle ilişkimizi kuvvetlendirelim. Doğadan koptukça onun nasıl yetiştiğini, arkasındaki emek ve mucizeyi göremez olduk.
- Birçok meyve ve sebze görüntülerinden dolayı market raflarına giremiyor. Renkleri, biçimleri ya da boyutları güzellik standartlarına uymuyor ve bu yüzden çöpe gidiyorlar. Dış güzelliğe takılmayın, üretici pazarlarından “çirkin” meyve sebzeleri de alın.
- Önce gelen önce yenir prensibini edinin. Kilerde ya da buzdolabınızda olan yiyecekleri yenilerini almadan tüketin. Yeni alışveriş yaptıysanız eskiden dolapta olanları ön tarafa alın, hatta ayrı bir rafı sadece bu hemen tüketmeniz gereken ürünlere ayırın.
- Saplara ve köklere sahip çıkın. Malzemenin her tarafını nasıl kullanacağımızı büyüklerimiz iyi bilir. Kalan yemekleri ertesi gün değerlendirmek için ipuçları toplayın. Yine de kalıyorsa çöpe atmak yerine bahçede ya da mutfakta kompost yapın. Hâlâ kalıyorsa hayvan barınaklarına verin.
Doğru muhafaza etmek
Gıdayı doğru saklamak, israfı önlemek için çok önemli. Grundig olarak Ruhun Doysun’la gıda israfı hakkında farkındalık yaratmakla kalmıyor, bunun için teknolojiler de geliştiriyoruz. Buzdolaplarında, gıdanın ömrünü uzatan teknolojiler kullanıyoruz. Her biri, gıdayı ziyan etmemek için…
– Öncelikle buzdolabınızı tanıyın. Bugünlerde farklı buzdolaplarının farklı özellikleri, bölümleri olabiliyor. Hangi çekmecede hangi malzemeleri tutmalı, buzdolabının en soğuk yeri neresi bilmekte fayda var.
– Buzdolabı çekmecesi genelde nem kontrollü olduğundan sebze, meyve ve otları saklamak için kullanılır. Buzdolabınızdaki meyve sebze çekmecesini tanıyın. Nem ayarı yapabiliyor musunuz? Üzerinde hava alması için delikler var mı? Hiçbiri olmasa bile, bu çekmecenin en büyük faydası, içindekileri nemli tutabilmesi. Ayarı varsa ve tamamen kapatılabiliyorsa, yüksek nem demektir. Burada kolay nem kaybeden yeşillikleri, taze otları saklayabilirsiniz. Alıp eve getirdiğinizde yıkayabilir, bir mutfak havlusuna sarıp çekmeceye kaldırabilirsiniz.
- Birçok meyve, elma, armut, kavun etilen adlı bir gaz bırakırlar. Bu onların çabuk olgunlaşmasını sağlar. Sadece kendilerinin değil yanlarındaki meyveleri de etkilerler. Çekmecede ayar var ve düşük nem ayarındaysa, delikler var demektir ve bu gaz da dışarı çıkabilir. Bu durumda yeşillikleri çekmecede, bu meyveleri buzdolabının farklı bir bölümünde saklayın.
- Sebze bölümünde uzun süre dayanabilen sebze ve meyveleri ayrı tutun. Havuç, kereviz mesela brokoliden ya da yeşilliklerden daha uzun süre dayanabiliyor. Bu şekilde çabuk tüketmeniz gereken sebzeler bir arada oluyor.
- Soğutucu veya dondurucu bölmesine tek seferde çok fazla oda sıcaklığında ürün yerleştiriliyorsa, hızlı soğutma modu kullanılabilir.
Bir kilo peynir için, 3200 litre su gerek.
Sadece bir kilo peynir bile, dünyanın kaynaklarını kullanıyor. Doğru saklamayı öğrenmeliyiz.
- Peynirin ömrünü uzatmak için nem dengesini korumak şart. En iyi yöntem yağlı kağıda sarıp sonra hava almayan bir kutuda, buzdolabında saklamak. Buzdolabınızın nem ayarı olan çekmecesi varsa orada da saklayabilirsiniz.
- Yumurtayı buzdolabında, orijinal karton kutusunda saklamak en doğrusu. Karton kutu yumurtanın su kaybetmesini önlüyor ve buzdolabındaki diğer yemeklerin kokularının yumurtalara işlemesini engelliyor. Ayrıca yumurtaları geniş tarafları üste gelecek şekilde saklarsanız daha uzun ömürlü olurlar.
- Genel olarak, buzdolabında en üst raflar en sıcak olur, altlara gittikçe soğur. Buzdolabın kapısı ise dolabın en az soğuk yeri. Bu yüzden kapıyı soslar, turşular ve bozulmayan içeceklere ayırın. Tereyağı da burada durabilir. Buzdolabının kapısı sürekli ısı kaybettiğiniz yer. Yumurtayı burada değil, buzdolabının ortasında tutun. Taze süt için de aynı şey geçerli.
Taze otlar
- Nane, kişniş ve fesleğen gibi narin yapraklı otlar dışında taze ot ve yeşillikleri önceden yıkayıp iyice kuruladıktan sonra hafif nemli bir kağıt havluya dizin ve sarın. Hava almayan bir kaba koyun ve buzdolabına kaldırın. Otları önceden yıkamak onların hemen elinizin altında olmasını ve bozulmadan vaktinde kullanmanızı sağlar.
- Narin yeşillikleri ise köklerinden az kesip bir parmak yüksekliğinde su dolu kavanoza koyun ve kavanozun kapağını kapatın. Otlar sığmıyorsa hava almasını engellemek için üzerini kapatabilirsiniz.
- Grundig buzdolaplarında taze otları saklamak için özel bir bölüm var. Herb Box denilen bu çekmece en uygun ortam koşullarını sağlayan özel bir filmle kaplı. Bu sayede taze otları normalinden iki kat daha taze tutabiliyorsunuz.
Baharatlar
- Hava almalarını önlemek için kavanozları çok sıkı kapatmak gerek. Baharatları kapalı bir ortamda, karanlıkta saklayın. Gün ışığı baharatların aroma kaybına sebep olur. Ya çekmecede ya da kapalı dolapta tutmakta yarar var.
- Baharatları sıcaktan uzak tutun. Yemek yaparken baharat seçmek için en pratik olan ocağın hemen yanındaki dolaptan almak. Ancak ısı bozulmaya yol açtığı için bu çok da iyi bir fikir değil. Bulaşık makinasının yakınında da olmamalarında da yarar var.
- Isı kadar nem de baharatın düşmanı. Bunun için kullandığınız kaşıkların tamamen kuru olmasına dikkat edin.
Yiyeceklerin Ömrünü Uzatmak için neler yapabiliriz?
- Görünürlük buzdolabındaki yiyecekleri zamanında kullanmak için izleyebileceğimiz en pratik yol. Aksi halde unutulup bozuluyor ve çöpe gidebiliyorlar. Boy ayarı yapın. Aynı boydaki yiyecekleri ya da kapları önlü arkalı koymayın. Arkaya daha yüksek olanları yerleştirin. Böylelikle arkada ne var gö Cam kavanoz ve şişe tercih edin ve üzerlerini etiketleyin.
- Bir rafı zamanı geçmekte olan yiyeceklere ayırın. Burada taze meyveler de durabilir, kalan pişmiş yemekler Ya da bir tane “Ruhun Doysun Kutusu” yapabilirsiniz. Herkes bilir ki onun içindeki yiyecekler hemen tüketilmeli, öncelikle onlar kullanılmalı.