Bu yazıyı 3 dakika 13 saniyede okuyabilirsiniz.
Dünya geneline baktığımızda bugün ihtiyacımızdan çok daha fazla et tükettiğimizi görüyoruz. Fazla et tüketiminin birçok dengeyi bozduğu ise artık bilinen bir gerçek. Araştırmalar ne diyor, nasıl bir gelecek öngörülüyor? Bizler bireysel anlamda neler yapabiliriz?
Bugün bütün araştırmalar aynı sonuca varıyor: Dünyanın geleceği için daha az et tüketmemiz şart. Artık hayvancılığın ve et tüketiminin iklim, doğal yaşam ve kaynaklar üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri biliyoruz. Biliyoruz ama aynı hızda tüketmeye devam ediyoruz. 2017’de 322 milyon ton et üretilmiş dünyada. Bir yandan bitki bazlı beslenmeye özen gösterenlerin sayısı yükseliyor ama diğer yandan et üretimi ve tüketimi de hızla artıyor. BM, 2050’de et talebinin karşılanması için bugünkü üretimin ikiye katlanması gerektiğini öngörüyor.
Elbette dünyanın her yerinde aynı oranda et yenmiyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki tüketim, bazı ülkelerin neredeyse üçte biri kadar. Türkiye’deki tavuk ve et tüketimi kişi başına senede yaklaşık 30 kilogram. Özellikle tavukta dünya ortalamasının üzerindeyiz. Son otuz seneye kıyasla bugün iki katı kırmızı et, üç katı tavuk tüketiyoruz (OECD). Dünyanın tümüne baktığımızda, et tüketimi son kırk senede ikiye katlanmış, gelişmekte olan ülkelerde ise üç katına çıkmış. Bunun arkasında nüfus ve gelir düzeyinin artışı, şehirleşme gibi faktörlerin yanı sıra değişen beslenme alışkanlıkları da yatıyor.
Artan et tüketiminin dünya üzerindeki etkilerini anlamak için rakamlara bakalım:
– Son elli senede doğal yaşamın yarısından fazlası yok oldu. Bunun en büyük sebebi ise gıda üretim şeklimiz. Gıda üretmek için açtığımız tarım alanları doğal yaşam alanlarını yok ediyor ve biyolojik çeşitliliği de beraberinde götürüyor. Bugün tarım alanlarının yüzde 83’ünü et ve süt üretimi için kullanıyoruz. Hayvancılık ve hayvanların beslenmesi için gereken yemleri üretmek için giderek daha büyük arazilere ihtiyaç duyuluyor. (FAO)
– Dünyadaki su kaynaklarının yüzde 70’ini tarım için kullanıyoruz, bunun üçte biri de hayvansal ürünlerden oluşuyor. 1 kilo et üretmek için 15 bin litre su gerekiyor. Sebzenin su ihtiyacı kilo başına 322 litre, meyvenin ise 962. (OECD)
– Hayvansal tarım, sera gazları salınımının yüzde 18’inden sorumlu. Bu, ulaşımdan kaynaklanan salınımdan daha yüksek bir oran. Dünyadaki en büyük üç et üreticisinin Fransa’dan daha fazla salınıma sebep olduğunu biliyoruz. (Grain)
– Et, aldığımız proteinin sadece yüzde 37’isini, kalorinin ise yüzde 18’ini oluşturuyor. Ancak et üretimi gıdadan kaynaklanan sera gazları salınımının yüzde 60’ına sebep oluyor. (Science)
– Araştırmalar, küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmak için et tüketimini azaltmamız gerektiğini savunuyor. Batıdaki et tüketiminin yüzde 90 azalması ve tüketilen bakliyatın beş misli olması gerekiyor. (Nature)
– Her sene üretilen etin yüzde 20’si ziyan oluyor. Bunun büyük bir kısmı tüketici tarafında gerçekleşiyor. Yani eti alıyoruz, ya pişirmeden ya da pişirdikten sonra fazla geldiği için çöpe atıyoruz. (FAO)
Neler yapabiliriz?
– Et meselesinin üzerinde çalışan birçok uzman, bilim adamı, şef, araştırmacı var. Laboratuvar ortamında et üretenlerin sayıları artıyor. Şefler et tadını veren ama bitki bazlı hamburger üretiyorlar. Et tüketiminin etkilerini araştıranlar giderek çoğalıyor. Dünyada 375 milyon vejetaryen olduğu ve bu sayının her geçen gün arttığı biliniyor. Et tüketmemek de bir yol, ancak herkes için geçerli olmayabilir. O halde duyarlı et tüketimi için neler yapabiliriz, bakalım.
– Et yerken, tüm tükettiğimiz gıdalarda olduğu gibi, nereden geldiğini, nasıl üretildiğini, işin perde arkasını araştırmak, bilmek gerek. Pakette yan yana dizili satılan, pürüzsüz tavuk kanatlarına bakınca, o bağlantıyı kurmak zor olabiliyor.
– Şayet yoksa, hemen iyi bir kasap edinin. İyi bir kasap sattığı hayvanın cinsini, nerede, nasıl yetiştirildiğini bilir ve sizinle paylaşmaktan kaçınmaz.
– Bütün tüketin. Hayvanın sadece en bilinen kısımlarını almayın, farklı, hatta daha hesaplı kısımlarını kullanın. Tavuğu bütün alın, suyunu, kemiğini, derisini, sakatatını kullanın. Ne kadar tükettiğinizi bilin. Bir ay boyunca ne kadar et tükettiğinizi not edin. Çok fazla et yemediğinizi düşünebilirsiniz ama buna sipariş ettiğiniz tavuk dönerli sandviçi, yediğiniz pidenin üzerindeki kıymayı, annenizin yaptığı etli dolmayı eklediğinizde sandığınızdan fazla çıkabilir. Ortalama bir miktar hesaplayın. Gerçekten ihtiyacınız kadar mı, yoksa daha fazlasını mı tükettiğinizi anlayın.
– Haftanın, ayın belli günlerini etsiz gün ilan edin. Farklı sebzelerle, otlarla, baklagil ve baharatlarla denemeler yapın.
– Eti buzdolabında doğru bir şekilde saklayın. Et, cam kapta, hava almayacak şekilde 2-3 gün buzdolabında; 3-6 ay lezzet ve dokusunu kaybetmeden buzlukta dayanabilir. Pişmiş et yemeklerini bir kaç gün içinde yiyemeyecekseniz buzluğa kaldırabileceğinizi unutmayın.