Maske, eldiven, paketler derken COVID-19 ile birlikte dünyanın her yerinde plastik tüketimi hiç olmadığı kadar arttı. Plastik tüketimi ve üretimi ne durumda? Bireysel olarak neler yapabiliriz?
Bugün günlük hayatın birçok alanında var olan plastik, özellikle de tek kullanımlık plastik, üretimin sürecinden denizlere sızan mikro plastiğe kadar iklim ve çevre karşısındaki en büyük tehditlerden biri sayılıyor. Yaygınlaşmaya başladığı 1950’lerden beri dünyada 6 milyar tonun üzerinde plastik atık oluştu. Hiçbir yere gitmeyen, yok olmayan, okyanuslarda dev adalar oluşturan, bizlerden yüzlerce sene sonra bile doğada kalacak bir çöpten bahsediyoruz.
Ruhun Doysun’da plastiğin yarattığı felaketleri birçok kez ele aldık. Geçtiğimiz senelerde artan farkındalıkla birlikte dünyada ve ülkemizde gördüğümüz olumlu hareketleri de yazdık. Birçok ülkede plastik torbanın önüne geçen yasalar, streç film, plastik pipet gibi günlük ürünlerin yerine geliştirilen farklı alternatifler, matara kullanımının artması ya da Almanya gibi yakın gelecekte tek kullanımlık plastiği yasaklama sözü veren ülkeler, güzel gelişmelerden bazıları. Ancak yine de hepsi yetersiz kalıyor. Dünya son sürat plastik üretmeye ve tüketmeye devam ediyor, tek bir kere kullanılan tonlarca plastik doğada asla kaybolmamak üzere çöpe atılıyor.
Pandemiyle birlikte durum daha da vahimleşti. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre COVID-19 sürecinde dünyaya her ay 89 milyon maske, 76 milyon eldiven, yaklaşık 2 milyon plastik koruyucu gözlük gerekiyor. 2020 senesinde Çin’de üretilen maske sayısı 100 milyarı geçti. Bir başka araştırmaya göre küresel tek kullanımlık maske sektörü 2019’da 800 milyondan 2020’de 166 milyar dolara ulaştı. Tüm dünyanın bir anda maske takmaya başladığını düşünürsek, çok da şaşırtıcı değil elbette ama yine de bu rakamlar oyunun boyutuyla ilgili iyi bir fikir veriyor. Tek kullanımlık maskelerin içindeki maddeler 400-450 sene daha doğada kalıyor.
Sadece maske de değil elbette. Bu dönemde artan paketleme, plastik servisler, dezenfektanlar, hepsi tek kullanımlık plastik kullanımını coşturdu. The Economist’te yayınlanan bir makaleye göre bu dönemde tek kullanımlık plastik sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde yüzde 250-300 artmış durumda. Şimdiden o kadar plastik var ki, bir isim bile konmuş: Covid çöpü.
Konu sadece insanların daha çok tüketmesi değil. İşin çok ciddi bir kısmı da üretimdeki çılgınlık. Reuters’in yayınladığı özel raporda, durumun bir de yeni ve geri dönüştürülmüş plastik arasında savaşa sebep olduğu yazıyor. Plastik ham petrolden üretiliyor. Ancak dünya çapında ekonominin yavaşlaması ile birlikte petrol talebi azalıyor, aynı zamanda plastiğin fiyatı düşüyor. Rapora göre yeni plastik üretmek geri dönüşümlü plastik üretmekten çok daha düşük maliyetli. Aynı raporda petrol ve gaz şirketlerinin önümüzdeki beş sene içinde 400 milyar dolar yeni plastik üretimine yatırım yapacaklarını ön görülüyor. Elektrikli taşıtların petrol talebini azaltacağı ve bu sebepten yeni plastik talebinin artırılması bekleniyor. Kısaca yol açtığı bütün sorunlara rağmen plastik giderek daha da çok üretilmeye devam ediyor.
Peki bizler neler yapabiliriz? Plastiği olabildiğince hayatımızdan çıkarmak için yapabileceğimiz çok şey var.
- Tıbbi açıdan mecbur kalmadıkça tek kullanımlık maske değil kumaş maske kullanmayı tercih etmek.
- Plastik torba yerine bez çantalar kullanmak.
- Buzdolabı poşetlerine alternatif bulmak, gerekirse yıkayıp tekrar tekrar kullanmak.
- Plastik şişede satılan içecekler yerine cam tercih etmek. Şişe su yerine matara kullanmak.
- Streç film yerine cam kap ya da alternatif geri dönüşümlü ürünleri tercih etmek.
- Doğada çözünür çöp torbalarını kullanmak.
- Yemek siparişlerinde plastik çatal bıçak istememek.
- Giysilerdeki plastiğe dikkat etmek, alternatif doğal materyaller tercih etmek.
- Plastik ambalajlı sıvı sabun yerine kalıp sabun kullanmak.
- Plastik içeren ambalajları geri dönüşüme uygun olan çöp konteynırlarına atmak. Bunu yaparken temiz olduklarından emin olmak.