Yeni yılı karşılamak dünyanın farklı kültürlerinde farklı semboller, farklı geleneklerle bağdaştırılmış. Çoğunda günün önemini sembolize eden bir yiyecek söz konusu. Örneğin, İspanya ve birçok İspanyolca konuşulan ülkede insanlar gece yarısı on iki tane üzüm yer ve gelecek sene için dilek tutarlar. Birçok ülkede yılbaşı yemeklerinde bakliyat bulunur; bereket getirsin diye İtalya’da mercimek, Amerika’nın bazı eyaletlerinde börülce sahnededir. Hollanda, Meksika, Yunanistan’da geçen senenin tamamlandığını sembolize eden yuvarlak şekilli kekler pişer. Kuzey ülkelerinde ise puding içinde badem saklıdır, bademi bulan 12 ay şanslı olacaktır. Uzakdoğu’da noodle, uzun bir hayatı simgelediğinden şanslı yiyeceklerin başında gelir. Birçok ülkede bereketli sayılan nar, yılbaşı sofralarının da vazgeçilmezidir.
Bu gelenekler nasıl ortaya çıkmış bilinmez ama gelenek işte, o kadar hayatın parçası ki sorgulanmaz. Seneler içinde, nesilden nesle taşınarak kaynağı unutulmuş, sadece anlamı ve ritüeli kalmıştır. Bazılarının arkasında dini sebepler, bazılarında doğa kanunları, bazılarında da tesadüfler var. Örneğin rivayete göre, İspanya’daki üzüm yeme geleneğinin arkasında 1900’lerin başında bir üzüm üreticisinin elinde fazla üzüm kalması ve üzümlerinden kurtulmak için yaratıcı bir fikir bulması yatıyor. Bugün şans getirsin diye gece yarısı acele ile yenen üzümler aslında bir zamanlar stok fazlasına bulunan çareden ibaret belki de!
Gelelim bugüne. Pekâlâ bugün bizler de yeni bir gelenek başlatabiliriz hayatlarımızda, evlerimizde. Belki 2020 gibi eşi benzeri olmayan bir senenin bitişi, bunu yapmanın tam da zamanı. Bu sene sevdiklerimizden uzakta bir yılbaşı geçiriyor olabiliriz. Mecburen evde tek başımıza olduğumuz ya da ancak ekrandan birbirimizi gördüğümüz tuhaf bir durum söz konusu. Madem her zamankinden farklı bir sene, yeni yıla yenilikle girelim ve birkaç fikirle ilham verelim… Belki de bugün yenilik olan, ilerde gelenek sayılanın başlangıcı olur.
Oyun oynayın. Eskiden olduğu gibi. Kutu oyunları her zaman eğlenceli ama kutunun dışında da düşünün ve mesela hep birlikte spontane bir piyes ortaya koyun. Herkesin elinde bir senaryo, farklı rollere bürünün. Yapabiliyorsanız karakterlere uygun kostümler ve peruklar da edinin, işi daha da profesyonelleştirin.
Restoranların kapalı olduğu bu dönemde onların değerini daha da iyi anlıyoruz. Birçoğu yılbaşına özel paketler, yemekler hazırlıyor ve eve gönderiyor. Normalde aynı gece farklı restoranlarda yemek yiyemeyiz ama bu durumda farklı restoranlardan farklı yemekler sipariş edip şehrin lezzetlerini eve getirmek mümkün.
Şehir yetmiyorsa, dünyayı mutfağınıza getirin. Madem bir süredir farklı ülkelere seyahat edemiyoruz, o halde çok sevdiğiniz bir ülkenin mutfağıyla girin yeni yıla. Her sene yaptığınız yemekten farklı yemek pişirin, isterseniz sofra detaylarıyla da uçun ve kendinizi oraya ışınlayın.
Ekrandan buluşacaklar, önceden herkese göndermek üzere bir müzik listesiyle başlayın işe. Hep birlikte gecenin menüsünü yapın, hatta birlikte pişirin. Paylaşmak üzere eski fotoğraf albümlerini kurcalayın, eski videolarla, fotoğraflarla sunum yapın birbirinize.
Ertesi günü de unutmayın. Yeni senenin ilk gününü evde sinema günü ilan edin mesela. Mısır patlatıp uzun bir filmin karşısına geçin. Uzaktaysanız ekrandan bağlanın, hep birlikte aynı filmi izleyin. Elbette sinemada yan yana oturmakla aynı olamaz ama bu şekilde aynı şehirde oturmayanlarla bile (ekrandan da olsa) buluşmak mümkün, öyle değil mi?