Bu yazıyı 2 dakika 48 saniyede okuyabilirsiniz.
Yürümek tüm doktorların tavsiye etmekte birleştikleri aktivitelerden biri.
Yürümek aslında sadece yürümek değil.
Ve aslında herkes için farklı anlamları olan bir eylem. Kimisi için sağlıklı yaşam, kimisi için kaçış, kimisi için yaratıcılık, kimisi için hafifleme. Saymakla bitmiyor. Tam da bu yüzden yürümek bunların hepsi demek.
Yürümek, sadece bir yerden bir yere gitmek gibi bir gayeden çok daha fazlası. Spor amaçlı yürüyenler için bile beklediklerinden çok daha fazla faydası var. Hatta bazı yürüyüşlerin spor yapmakla hiç ilgisi yok. Daha çok aklınızı dağıtmaya, aklınızı toplamaya, bir şeylerden kaçmaya yarar. Biraz yürümek düşünmenizi, hafiflemenizi sağlar. Nietzsche, “Açık havada yürürken doğmayan, şenliğine kasların da katılmadığı hiçbir düşünceye güvenmemeli” der.
Yürümek, bu yüzden bazen çok şey ifade eder. Eskiler boşuna biraz yürü açılırsın, temiz hava iyi gelir, biraz yürüyelim demezler. Gerçekten silkinip yerinizden kalkar ve o kararı verip yürümeye çıkarsanız, iyi gelir. Hafiflersiniz. Daha berrak düşünürsünüz. Ayaklarınız sizi bir yerlere götürür, aklınız bambaşka yerlere gider. Yürümenin içinde özgürlük vardır.
Çoğumuz büyük şehirlerde yaşıyor, dışarıda çok daha az vakit geçiriyoruz. Bilgisayarlarımıza, tabletlerimize, telefonlarımıza yani aslında koltuklara, sandalyelere yapışık vaziyetteyiz. Kimi zaman beş dakika ara vermek yerine beş dakikada halledebileceğimiz işleri yapıyoruz. Halbuki, her gün sabah, akşam, veya sadece sandalyemizden kalkıp birkaç dakika yürümek bile zihnimiz, bedenimiz, ruhumuz için faydalı.
Peki neden yürümek? Yürümek öncelikle her yaşta, her durumda yapabileceğiniz bir şey. Ve son derece risksiz bir egzersiz çeşidi. Koşanlar orada bir dur diyecektir bize ama, koşmanın yürümeye göre daha fazla yaralanma riski olduğunu bilim insanları söylüyor. Dizlere daha fazla yük biniyor… Dahası, yürümek, herkesin yapabileceği bir şey. Düşünün, ameliyatlı hastaları bile hemen yürütürler, bir sağlık belirtisidir her bir adım.
Her gün sadece beş dakika yürümek kalp damar hastalıklarından korumak için bir adım sayılıyor. Her öğünden sonra yapılan 15 dakikalık yürüyüşlerin de kan şekerinin dengelenmesinde faydalı olduğu biliniyor. Georgia Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada günde 20 dakika yürüyenlerin yüzde 65 daha az yorgun hissettikleri bulunmuş. Sadece 20 dakika… Bunlar aslında çoğumuzun bildiği yürümenin faydaları. Bir de psikolojik etkileri var.
Yürümek enerjimizi arttırırken, hayata karşı bizi daha heyecanlı, daha pozitif, daha dengeli bir hale sokuyor. Zaman zaman hepimiz çalışırken veya önemli bir karar vermeden önce sıkışmış hissederiz. Böyle zamanlarda kendimizi yürümeye vermek bir çözüm. Yürümek vücuttaki endorfin seviyesini arttırır. Kısa sürede zihnimizin berraklaştığını, daha sarih düşünmeye başladığını farkederiz. Saint Xavier Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Jeff Miller, “Yürümek, oturmanın ya da uzanmanın aksine her zaman pozitif duygular uyandırır” diyor ve ekliyor: “Kendinizi miskin hissediyor veya konsantre olamıyorsunuz sandalyenizden kalkın ve ofisinizde bile olsa biraz yürüyün. İşe daha odaklı döndüğünüzü fark edeceksiniz.”
Tüm yazarların bir yürüme rutini olması tesadüf değil. “Her şeyden öte, yürüme arzunuzu kaybetmeyin. Her gün daha iyi hissetmek ve tüm hastalıklardan uzaklaşmak için yürürüm. En verimli şekilde ancak yürürken düşünebiliyorum ve yürüyüşün uzaklaştıramayacağı hiçbir saplantı düşünemiyorum. Eğer yürümeye devam ederseniz, her şey yoluna girecektir” demiş Kierkegaard.
Şehirde veya doğada, hiç fark etmez, yürüdüğünüzde, daha önce fark etmediğiniz detayları görürsünüz, bir gün doğumu, bir kuş, harika bir bina… Nefeslenmek için durduğunuzda, karşınızda birden göz alıcı bir doğa manzarası, birlikte uçan kuşları bulmak, yürümenin insana kattığı değerlerden biri aynı zamanda.
Nasıl yürümeli? Şehirde normalde araçla gittiğiniz bir yere yürüyebileceğinizi fark etmekle başlayın. Kendinize rotalar çizin. Sevdiğiniz yürüyüş yolları belirleyin. Normalde yürümediğiniz parkurlar bulun. Bir şehri, bir semti keşfetmenin en kolay yolu, orada yürümek değil midir?
Yürümek üzerine okunabilecek keyifli kitaplar da var. David Le Breton’un 2008’de Sel Yayıncılık’tan yayımlanan kitabı “Yürümeye Övgü” ve Frédéric Gros’nun Kolektif Kitap’tan çıkan “Yürümenin Felsefesi” adlı kitabı bir ağacın altına oturup okunabilecek kitaplar. Tabii güzel bir yürüyüş yaptıktan sonra.